Varroa: Sadece bal arılarında bulunan, üreyebilmesi için bal arısı kurtçuklarına ihtiyacı olan, yaşamlarını arı kolonilerinde sürdüren ve arıcılığa en fazla zararı olan dış parazittir.
Apis cerena’nın (Asya Bal Arısı) konukçusu durumundaki Varroa ilk olarak 1960 yılında Apis mellifera bal arısında görülmüştür. Dünyaya Apis mellifera üzerinden arı taşınması yolu ile yayılmıştır.
Varroa 1976 yılında Bulgaristan üzerinden Trakya’daki arılara bulaşmış, oradan da ayçiçeği balı üretmek için bölgeye giden Anadolu’daki arıcıların arılıklarına bulaşmış, buradan Anadolu’ya taşınmış ve gezgin arıcılığın etkisiyle 4-5 yıl gibi kısa sürede Türkiye’ye yayılmıştır. O yıllarda ilkel kovan (karakovan) yaygın olarak kullanıldığından ve mücadele edilecek ilaçların olmamasından dolayı Varroa ilk yıllarda çok büyük zarar vermiştir.
Varronın yapısı ve yaşamı:
Dişi varroalar 1,1 – 1,2 mm. uzunluğunda, 1,5 – 1,7 mm. genişliğinde, koyu kızıl renginde, delici ve emici ağız yapısına sahip olduğundan arı larvalarının ve ergin arıların vücutlarında bulunan yağ tabakalarından beslenirler.
Erkek varroalar 0,8 – 0,9 mm. uzunluğunda 1 – 1,1 mm. genişliğinde ve soluk kahve rengindedir. Erkek varroanın ağız yapısı ergin arının vücudunu delerek yağ tabakasına ulaşmaya elverişli olmayıp, spermlerini dişi varroaya aktaracak şekilde gelişmiştir. Bu nedenden beslenemeyen erkek varroalar göz içinde çifleştikten kısa süre sonra ölürler.
Varroa kısa ve kalın yapıda üzerinde bir dizi duyu kılları olan 4 çift bacağa sahiptir, solunum sistemleri trake sistemi olup, birçok ortama uyum sağlayacak şekilde gelişmiştir.
Varroalar genellikle ergin arıların gövde altında, karın bölümleri (abdomen segmentleri) arasına gizlenir ve arının buradaki yağ dokusuyla beslenirler. Varroayı arıların üzerinde gördüğümüz zaman, koloniye varroa bulaşıklığı ileri düzeye ulaşmış demektir.
Varrroanın yaşayabilmesi için arıya veya arı kurtçuğuna ihtiyacı vardır. Arı ve arı kurtçuğu yoksa varroa 2-3 günden fazla yaşayamaz. Varroanın üreyebilmesi için arı kutçuğuna ihtiyacı vardır, arı kurtçuğu yoksa varroa üreyemez. Dişi varroalar yazın 2-3 ay, kış aylarında arı kolonisinin yavrusuz olduğu dönemde ergin işçi arı üzerinde 5-6 ay yaşayabilmektedir.
Varroanın Beslenmesi:
Bugüne kadar varroanın beslenmesi konusunda bildiğimiz; 1970’lerde yapılan çalışmalara dayanarak varroaların arıların kanı (hemolenfi) ile beslendiğiydi. 2019 Ocak ayında ABD Ulusal Bilimler Akademisinde (PNAS) Varroanın arıların kanı ile değil de yağları ile beslendiğine yönelik bir makale yayınlandı. Makalenin adresini paylaşayım: https://www.pnas.org/content/early/2019/01/08/1818371116
Bu çalışmada hem arılarlar beslenen hem de laboratuvarda beslenen varroalar araştırılmış ve bu sonuca varılmış.
Çalışmada varroaların arı vücudunda bulundukları ve beslendikleri bölgelerde araştırılmış ve daha bildiğimiz gibi arının alt segmentlerinde bulundukları ve buradan beslendiklerini tespit etmişler.
Yukarıdaki resim makaleden alıntı. Resimdeki yeşil ve kırmızı noktalara bakıldığında oran olarak %82 gibi arının alt 3. segmentinde bulunduğu görülüyor. Diğer bölgelerde bulunduğunda ise farklı arının üzerine geçmek için bulunduğu tahmini yapılıyor. Güzel bir çalışma yapılmış okumanızı öneririm.
Varroanın üremesi:
Arıyla beraber petek gözünden çıkan döllü varroanın üreme süreci başlar. Normal şartlarda bir hafta kadar ergin arının yağıyla beslenen dişi varroa çoğalmak için arıyı terk eder ve 5-5,5 günlük arı larvası bulunan gözlerine girer. Bu göze girişler, işçi arı gözleri kapanmadan yaklaşık 20 saat öncesine ve erkek arı gözleri kapanmadan 40 saat öncesine kadar devam eder.
Varroanın üreme yeteneği kazanması için arı kurtçuklarında bulunan juvanil hormonuna ihtiyacı vardır. Erkek arı kurtçuklarında daha fazla juvenil hormonu bulunur. Varroa erkek arı kurtçuklarının olduğu gözlere girmeyi 8-10 kat daha fazla tercih eder.
Göze giren varroa göz tabanındaki kurtçuğun besini üzerine yerleşir. Varroa göz kapandıktan yaklaşık 4 saat sonra kurtçuğun kanıyla (hemolenfiyle) beslenmeye başlar ve 60-70 saat sonra ilk yumurtasını bırakır, birinci yumurta genellikle dölsüz yumurta olup erkek varroa meydana gelir. Her dişi varroa 2-6 arasında yumurta bırakabilmektedir. İlk yumurtadan sonra 30 saat ara ile döllü yumurtalarını bırakır ve bunlardan dişi varroalar meydana gelir. Erkek varroalar 6,5-7 günde, dişi varroalar 5-6 günde ergin hale geldiğinden, erkek varroa ile ilk dişi varroa aynı zamanda ergin hale gelmektedir.
İşçi arı gözünde 2 bazen 3, erkek arı gözünde 3-5 varroa ergin hale gelebilmektedir. Ergin hale gelen varroalar göz içersinde çiftleşirler. Arı gözden çıktığında sadece ergin ve çiftleşmiş dişi varroalar onunla birlikte gözden çıkarlar. Erkek ve gelişimini tamamlayamayan dişiler ölür.
Bazı varroalar ikinci defa yavru gözlerine girerek ikinci yumurtlamayı yaparlar, bazıları ise bu işlemi üçüncü defa yapabilirler ancak bunların oranı oldukça düşüktür.
Varroanın arılara verdiği zararlar:
Yavru gözünde bulunan varroa, arı pupasında protein kaybına ve kurtçuğun ergin olduğundaki vücut ağırlığının azalmasına neden olur. Göz içindeki varroa sayısı ne kadar fazla ise gözden çıkan arının ağırlığı o oranda düşük olmaktadır.
Varroa, ergin arılarda yaşam kısalığına, kanat kaybına, abdomen kısalmasına, kanat ve ayaklarda bozukluklara, ergin arılarda canlı ağırlık kaybına, arıların uçuş etkinliklerinin azalmasına, yavru yetiştirmede azalmaya, erkek arılarda sperm üretiminin azalmasına, bağışıklık sisteminde hasara ve kış kayıplarının artmasına neden olur.
Varroa, arının kanını (hemolenfini) emerken, aynı zamanda da arıların kanını emdiği bölgeden Yavaş Paraliz Virüsü, Deformasyon Kanat Virüsü, Akut Arı Felci Virüsü gibi birçok virüsün girmesine ve arılara zarar vermesine neden olur.
Varroanın bulaşma yolları:
Ergin arılar üzerindeki varroalar, yağmacılık, doğal oğul, kovanlar arası yavrulu ve arılı çerçeve değişimi, yoğun bal akımında arıların sıra başlarındaki kovanlara girmesi ve kovanını şaşıran arılar ile diğer kovanlara yayılır. Varroanın yayılmasında en büyük etken gezginci arıcılıktır.
Kaynak : Kenan Gişan