Dünyada ve ülkemizde en yaygın görülen arı türüdür. Latince ismi Apis mellifera ligustica olan ve dünya genelinde altın arı olarak da bilinen bu türün, kökeninin İtalya’daki Sicilya adası olduğu bilinmektedir. Ilıman ve nemli bölgelerde yaşamayı seven sarı arı türleri, ülkemizde de daha çok Akdeniz ve Ege iklimine hakim bölgelerde yaşamayı tercih ederler. Soğuk ve sert hava koşullarına sahip bölgelerde ise; dayanımlarının zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Sakin ve uysal yapıya sahip olmalarından dolayı, halk arasında sokmayan arı olarak da bilinirler. İnce karına, sarımsı kıllara ve uzun dile sahiptirler. Dil uzunlukları 6-6.6 mm. uzunluğa erişebilirken, karın altlarında 3 ve 5 şeritli segmentlere sahip iki farklı türü bulunur. Üremeleri ilkbaharda havaların ısınmasıyla başlar ve sonbahara kadar devam eder. Kraliçe arının yumurtlama yeteneğinin yüksek olması nedeniyle, üremeleri de oldukça hızlı gelişir. Yaz aylarında artan nüfus patlaması nedeniyle, kış aylarında kolonide normalden fazla bal tüketimi olur. Kovanlarını çok temiz tutan sarı arılar, arı hastalıklarına karşı diğer türlerine göre daha dayanıklıdırlar. Yağmacı olarak bilinen bu canlıların bu özelliklerinin yuvalarını şaşırma eğilimlerinin yüksek olmasından kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Kuvvetli yavru yetiştirme yeteneklerine rağmen oğul verimi azdır. Hızlı ve düzgün gömeç kabartan sarı arıların, güzel görünüşlü petek balı üretimi, polen toplama ve arı sütü üretme yeteneği diğer ırklara göre oldukça yüksektir.